Weekly Voice #1: İlmek İlmek Marka Kurmak | IRENARCIE’nin Tasarım Anlayışı

Her markanın bir çıkış noktası, bir hikayesi, bir ruhu var.
Benim için bu yolculuk; bazen defterimde beliren ince bir çizgiyle, bazen elimde tarttığım soğuk bir taşla, bazen de bir masanın başında yalnızca hayal kurarak başlıyor. Her detay, aceleye getirilmeden, zamana yayılarak, sabırla ve bilinçli bir yavaşlıkla ilmek ilmek işleniyor.
IRENARCIE’nin felsefesi; sadeliğin, derinliğin ve duygunun benzersiz bir dengede buluştuğu noktada şekilleniyor. Hızlıca tüketilip unutulan nesneler yerine, her parçası düşünülmüş, anlamla yoğrulmuş, dokunuşunda emek ve hikaye taşıyan tasarımlar var. Çünkü benim için bir tasarım yalnızca bir obje değil, kendine özgü bir diyalog; yaşama ve insanlara dokunan bir anlatı.
Her bir parça, uzun düşünülmüş, özenle seçilmiş ve ardında gerçek bir hikaye barındırıyor. O hikaye, kimi zaman bir çocukluk anısından, kimi zaman bir kitaptan, bazen de atölyemde geçirdiğim sessiz saatlerden doğuyor.
Bugünlerde atölyemde; çizimlerle, taşlarla ve detaylarla vakit geçirmek bana yalnızca üretmenin mutluluğunu değil, aynı zamanda kendimi tanımanın, zamanı derinleştirmenin de yolunu açıyor.
Her taş, elimden geçerken yeniden anlamlanıyor; her çizgi, yeni bir yolculuğun başlangıcı oluyor.
Zaman zaman acele etmemek, süreci ağırdan almak—bugün bana en büyük ilhamı veriyor.
IRENARCIE’nin her parçası; yalnızca bir obje değil, yaşamın içindeki yavaşlığın, özenin ve anlam arayışının somut bir yansıması. Bu yolculukta ilmek ilmek örülen her detay, zamana bırakılmış bir iz olarak, hem bana hem de markama yeni bir yol açıyor.Bazen yavaş olmak bir lüks değil, bir gereklilik. Çünkü gerçek anlam, ilmek ilmek dokunmuş bir emekte ve o emeğin zamana yayılan hikayesinde saklı.
Her üretimde, bu duygunun peşinden gitmek benim için en büyük ilham kaynağı.
Belki de bu yüzden, bugün attığım küçük bir adımın, yarının büyük hikayesini oluşturacağına yürekten inanıyorum.